Şehirde görülmesi gereken başlıca yerler;
1. Aynalı Çarşı
Aynalı Çarşı, 1889 yılında Osmanlı padişahı II. Abdülhamit tarafından inşa ettirilmiştir ve günümüzde şehrin önemli simgeleri arasında yer almaktadır. Çarşı içinde yöresel ürünler, el sanatı eserleri ve hediyelik eşyalar satan 57 tane dükkan hizmet vermektedir.
2. Saat Kulesi
1897 yılında inşa edilen Çanakkale Saat Kulesi, şehrin en bilinen simgesel yapılarından biridir. II. Abdülhamit döneminde 5 katlı olarak ve külah tasarımı ile inşa edilmiş olan yapının kapısında II. Abdülhamit'in tuğrası da yer almaktadır.
3. Kordon Boyu
Kordonda yer alan pek çok kafe, restaurant ve oturma alanlarında dilerseniz keyif yapabilir, dilerseniz kordon boyunca yürüyüş yapabilirsiniz.
4. Truva Atı
Başrolünü Brad Pitt'in oynadığı "Troy" filminde kullanıldıktan sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın girişimleri ile Warner Bros film şirketi tarafından Türkiye’ye gönderilen ünlü Troy Atı Heykeli 13 Eylül 2004 tarihinden bu yana Çanakkale il merkezinde kordon boyunda sergilenmektedir. Yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çeken yaklaşık 12 ton ağırlığındaki çelik gövdeden oluşan fiberglas ile kaplanan at heykelinin yüksekliği 12,4, genişliği 6 ve uzunluğu da 10 metre civarındadır.
5. Çimenlik Kalesi
Çimenlik Kalesi (Kale-i Sultaniye), Çanakkale Boğazı'nın en dar olduğu yerde Anadolu kıyısında Sarıçay ağzındaki düzlük üzerine inşa edilmiştir. Kale, 1461-1462 yılları arasında Fatih Sultan Mehmet tarafından boğazın güvenliğini sağlamak amacıyla yapılmıştır. 110x160 metre boyutlarında olan yapı, dikdörtgen planlı olup bir dış sur ve bunun ortasındaki ana kuleden oluşmaktadır. Surların içerisinde, özgün fonksiyonu “baruthane” olan mekân bugün “Piri Reis Galerisi” olarak kullanılmakta olup bunun dışında iki adet de cami bulunmaktadır. Bunlardan Fatih Camii kalenin yapılışı sırasında yapılmıştır. Abdulaziz Camii ise 1861-1876 yılları arasında Sultan Abdulaziz tarafından yaptırılmıştır.
6. Kilitbahir Kalesi
Fatih Sultan Mehmet, Çanakkale Boğazı’nın en dar yerine karşılıklı iki kale yaptırmıştır. Anadolu yakasında Kale-i Sultaniye (Çimenlik Kalesi), Avrupa yakasında ise Kilitbahir Kalesi bulunmaktadır. Boğaz’a giriş-çıkış yapan bütün gemiler bu hatta geldiklerinde durdurulmuş ve kontrol edilmişlerdir. 1462-63 yıllarında yapılan kale, 1541 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından restore edilmiş, bu restorasyon esnasında güney kısmı çevreleyen bir sur duvarıyla dış uçta bir kule (Sarıkule) inşa edilmiştir.
7. Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı ve Şehitler Abidesi
Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı 33.444 hektarlık bir alanı kaplamakta ve içerisinde çok sayıda şehitlik, mezarlık ile müzeler ve anıtlar yer almaktadır. Türkiye’de en fazla ziyaret edilen savaş alanıdır. Alanda bulunan 138 sivil mimarlık örneği, 49 anıtsal yapı, 50 Türk şehitliği, 29 Türk anıt ve kitabesi, 34 yabancı mezarlık ve anıt ile kaleler, tabyalar gibi tarihi yapılar inanç turizmi açısından büyük bir potansiyel oluşturmaktadır. Gelibolu Yarımadası’nın en çok ziyaret edilen ana ziyaret noktasıdır. Abidenin temeli 17 Nisan 1954 tarihinde atılmış ve İkinci Anafartalar Zaferi’nin 45. Yıldönümü olan 21 Ağustos 1960 tarihinde tamamlanarak, ziyarete açılmıştır. Çanakkale Şehitler Abidesi, Çanakkale Muharebeleri’nde şehit düşen tüm askerlerimizi simgelemekte ve onların anısını yaşatmaktadır. Mimarı Doğan Erginbaş’ın kendi ifadesiyle abide Tüm coğrafyalardan gelen şehitlerimizin toplu bir şekilde göğe yükselişini temsil etmektedir. Ayaklarının üzerinde muharebe anlarını yansıtan kabartma rölyefler bulunmaktadır. Her yıl 18 Mart tarihinde, ülkenin dört bir yanından gelen vatandaşlar ve devlet erkânı tarafından Abide tören alanında anma merasimleri düzenlenmektedir.
8. Troya Müzesi ve Troya Antik Kenti
Troya, dünyadaki en ünlü antik kentlerden birisidir. Troya’da görülen 9 katman, kesintisiz olarak 3000 yıldan fazla bir zamanı göstermekte ve Anadolu, Ege ve Balkanların buluştuğu bu benzersiz coğrafyada yerleşmiş olan uygarlıkları izlememizi sağlamaktadır. Troya’daki en erken yerleşim katı M.Ö. 3000-2500 ile erken Tunç Çağı’na tarihlenmektedir, daha sonra sürekli yerleşim gören Troya katmanları M.Ö. 85 – M.S. 8. yüzyıla tarihlenen Roma Dönemi ile sona ermektedir.
Troya Müzesi, UNESCO’nun 1998 yılında Dünya Kültür Mirası Listesi’ne aldığı, Troya Antik Kenti girişinde yer almaktadır. 3.000 m2 sergi salonu, 11.200 m2 kapalı alana sahiptir. Eserler taş (mermer), heykel, lahit, yazıt, sunak, mil taşı, paleolitik balta ve kesiciler vb., pişmiş toprak seramikler, metal kaplar; altınlar, silahlar, sikkeler, kemik obje ve aletler, cam bilezikler, süs eşyaları, bardak, koku şişeleri, gözyaşı şişelerinden vb. oluşmaktadır. Müze bahçesinde, peyzaj ile birlikte taş eserler de, lahit, sütun, steller, sütun başlıkları vb. bütünlük oluşturacak şekilde sergilenmektedir. Müzede ayrıca görsel grafik tasarımlarla birlikte diorama (anın veya hikâyenin ışık oyunlarının da yardımıyla üç boyutlu olarak modellenmesi) dokunmatik ekran ve animasyonlarla sergi ile anlatımları yapılmaktadır.
9. Assos Antik Kenti
Çanakkale ilinin Ayvacık ilçesinde yer alan Behramkale köyünde yer alan Assos Antik Kenti, M.Ö. 6.yüzyılda sönmüş volkanik tepe üzerine kurulmuştur. Bu antik kentin yapımında işlenmesi zor olan fakat fazla dayanıklı olan andezit taşı kullanılmıştır. Bu sayede uzun yıllardır formunu koruyup günümüze kadar gelmiştir.
11. Adalar (Bozcada ve Gökçeada)
Bozcaada; Ege Denizinin kuzeydoğusunda yer alan Çanakkale’ye bağlı bir ilçedir. Türkiye’de köyü olmayan tek ilçesi ve Türkiye’nin 3. büyük adasıdır. Adanın etrafında irili ufaklı 17 adacık bulunmakta ve kışın akan ufak derelerin dışında başka akarsuyu bulunmamaktadır. Çanakkale’nin iki ada ilçesinden biri olan Bozcaada, köyü olmayan tek ilçedir. Bozcaada, yaklaşık 42 km. karelik yüz ölçümüne sahiptir. En yüksek yeri 192 metre ile Göztepe’dir. Tipik Akdeniz iklimini andırmakla beraber, boğazın tam çıkışında bulunması nedeniyle kuzey rüzgârlarını fazlaca alır. Adanın 12 burnu, bu burunlar arasında da 11 koyu vardır. Feribotla yaklaşırken adanın manzarası, kalesi ve limanıyla çok etkileyicidir. Osmanlı Döneminde bir sürgün yeri olarak da kullanılmıştır. Antik Dönem Tenedos sikkelerinde de görülen üzüm salkımı, bağcılığın adada çok eskilere dayandığının işaretidir. Eski adı Tenedos olan Bozcaada’nın bu adı, mitolojik bir öyküyle açıklanır. Tarihin her döneminde cazibe merkezi olan Bozcaada, Fatih Sultan Mehmed zamanında 1455-56’da Osmanlı topraklarına katılmıştır. 1912 Balkan Harbi yenilgisinin ardından Yunanistan’ın kontrolüne geçmiştir. Lozan anlaşmasına kadar zor günler geçiren Bozcaada 20 Eylül 1923 tarihinde Türk yöneticileri ve emniyet kuvvetlerince teslim alınmıştır.
Gökçeada; Antik adı İmbros (İmroz) olan ilçe, 1970 yılında Gökçeada adını almıştır. Türkiye’nin en büyük adasıdır. Kıyı şeridinin uzunluğu yaklaşık 95 km. olan adada 5 gölet bulunmaktadır. Su kaynaklarının çokluğu bakımından dünyanın dördüncü adasıdır. Yılın büyük bir bölümü rüzgâr alan adanın coğrafi yapısı çevre adalardan oldukça farklıdır. Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethetmesinin ardından, Homeros’un yazdığı destanlarda adı geçen kentin bulunduğu Gökçeada 1455 yılında Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. 1912 Balkan Harbi yenilgisinin ardından Yunanistan’ın kontrolüne geçen ada, 1923’ te Lozan Antlaşması’ndan sonra tekrar Türkiye’ye bağlanmıştır. Gökçeada Osmanlı Mimarlık Eserleri yaklaşık 500 yıl Osmanlı idaresinde kalmasına rağmen Gökçeada’da rastladığımız Osmanlı eserleri gayet az sayıdadır. Yapılan çalışmalarda Osmanlı Dönemi’nden günümüze sadece 1 cami, 4 çamaşırhane, 1 çeşme ve 1 mezar taşının ulaştığı tespit edilmiştir. Adadaki tek Osmanlı Camisi Çınarlı Mahallesi’nde yer alan bugünkü Merkez Camii’dir. Kitabeleri incelendiğinde Osmanlı Dönemi’nde yaptırıldıkları anlaşılan çamaşırhaneler; Çınarlı, Fatih ve Yeni mahallede yer almaktadır.